Koyu karanlığa gömülmüş gece
Öylesine dipsiz, öylesine ıssız ki;
Kendi kabuğunda, kendi karanlığını yaşayan
Her ıssızlığın içinde,
yaşam mücadelesi adıyla başlayan dertler.
Gündüze hükmetmekten aciz gece;
Ruhumu esir etmiş, çağırır durmadan kendi karanlığına,
Kendi yalnızlığına ortak etmeye.
Duyuyorum !!!
Bir nefes kadar yaklaşmış fısıltıyı duyuyorum.
Kalbimde ayaklanmaya hazır bir sevda, hislerime baş kaldırıyor.
Set çekemiyorum önüne naçarım ...........Gidişini duyuyorum.
Sen götürüyorsun söke söke.
Geçmiş bir zamandan miras kalan sevdan,
son nefesini vermeye amade.
Gecenin derinliğinde kaybolmaya doğru
En hızlı adımlarını atıyor ama
Yürek yürüyüşü sessizliğiyle ıssızlığa sürgün gidiyor !!!
Yargıcı da sensin, cellâdı da,
Yalnızca kurbanı benim,
‘ YALNIZCA KURBANI ’
Haydi, ne duruyorsun? Vur son darbeni!
Ayır can çekişen duygularımı ruhumdan.
Olur ya; dile gelirler,
hiç birinin sesinde seni anımsatacak bir tını kalmasın .
Uykusuzlukla sırdaş gecelerim bir daha sunmasın seni bana.
Al! Senin olsun; sana dair ne varsa.
Beni bana vermeyi de bırak, vazgeçtim kendimden,
BİR ZAMAN İÇİMDE SEN VARDIN DİYE.
Kendimden de VAZGEÇTİM.
Beni ben yapan her şeyden de vazgeçtim.
Senden geçtiğim gibi.
Ben AŞKI, AŞK sanıyorken
AŞK harflerinin toplamından büyüktür diyordum .
Sayende anladım !!!
A nın Aldanmak,
Ş nin Şuurda yanılsama,
K nın Kahrolmak olduğunu.
Bir zaman dünyada her şeyin toplamı senken;
Şimdi hiç bir şey de yok kadar bölünmüşsün.
Bir zaman çıkaramıyorken bir an fikrimden,
Şimdi çarpıyorum kalbimde, adı sen olan tüm kapıları.
Bir zaman,yokluğunda bağrıma taş basamam diyorken ,
Şimdi, kalıp yaptım bağrımı taşlara.
Taşlar daha da soğudu.
Sen kadar his yoksulu, sen kadar soğuğum artık.
Bendeki mirasın bundan ibaret.
Artık sevemiyorum sevmeyi bile.
Hiçbir güzel göz yakmıyor külümü,
ellerim titremiyor, ellerim terlemiyor heyecandan,
Dilim dolaşmıyor, kalp atışım tek düze.
Hep, son atış anını hasretle bekliyor.
Kanım aynı hızını koruyor damarımda, ağır ve soğuğa yakın geziyor.
Duşundan henüz çıkan kadının
tenindeki buğulu kokusu bile cezp etmiyor artık.
Kokusunu bile alamaz olmuşum, ciğerime dolmuyor.
Hissetmek kelime hazinemden boşanan ilk kelime olmuş.
Hissiz bir mahlûk olmuşum, onu bile hissetmekten acizim.
Bıraktığın enkaz ne ile ölçülecek?
Sel değil ki; kumu kalsın
Gönül bu kızım gönül. Hani ALLAH ‘ ın imzasını taşıyan !!!!!
Oysa seni bekliyordum!
Öylesine uzaklaşmış, öylesine aşınmış zamanlar önce.
Seni bekliyordum, gözlerimde hasretin yüklüydü hep.
Gecelerim geçmesin diye sensiz,
seni misafir ediyordum rüyalarıma.
Şimdi görünmesen de kâbusa dönüştürdüğün.
Huzurla uyanırdım gelmişsen içine, oysa şimdi boncuk boncuk her terde
Yaşattım SANDIĞIN yıllar var.
Öyleyse; yaşadığım yıllar nerede?
Görmeme uğruna seni, gözlerim dehlizleri tarıyor.
HAYAT BİR SEVDAYI YILLARA YAYIP YAŞAMAKTIR
demiştim bir gün sana.
O an ki boş bakışından anlamalıydım istikbalimi !!!
Sanıyordum ki ; manadaki derinliği ölçerken daldın !!!!!!!
Bilememiştim, manasız BİR TARZ olduğunu.
Senin tarzın, kâinat gibi olabildiğince boşluk,
Yerçekimim yatağın sanma.
Çekemiyorsun artık.
Sonrası; yaşatma ortamın yok.
Ne nefes alış, ne oksijen, yaşatacak bir gündüzün yok.
Karanlıktır hediyen, ısıtacak bir sevgin,
Titretecek bir AŞKIN, uzağından geçirtemezsin.
Kısaca sen hoş, hoş olduğun kadar da boş bir görüntüsün.
Aynaya bak !..
Hak vereceksin !!!!